Eskişehir’de İhracat

HTML clipboard

Eskişehir, köklü sanayi geçmişi ile ülkemizin en önemli sanayi kentlerinden biri olup, 21. Yüzyılın eşiğinde yaptığı yeni atılımlarla ve örnek projeleriyle Türk sanayiinin örnek gösterilen merkezlerindendir. Eskişehir sanayiinin genel olarak ulaştığı noktaya baktığımızda ise bugün ESO’nun üye sayısı 580 olup, bu kuruluşların toplam ciroları 5 milyar dolar ve çalışanların toplam sayısı ise 43 bin kişi civarındadır.

Eskişehir sanayii uzun yıllardır ihracata dayalı üretim yaparak büyümektedir. 1983 yılında ESO’ya üye kuruluşların toplam ihracatları 66 milyon dolar iken, 2000 yılında 388 milyon dolara çıkmıştır. İhracatımızdaki hızlı artışla birlikte söz konusu bu rakam 2008 yılı sonunda 1.7 milyar dolara ulaşmıştır.

Oda üyesi firmaların ihracatlarının sektörel dağılımı da tabloda verilmiştir. Buna göre Makine İmalat Sanayiinin ihracat rakamları her yıl giderek artmakta olup, son 5 yıllık süreçte sektörün ihracatı 575 milyon dolar artış göstermiştir. İlimiz de 1980’li yılların başında ihracat yapan sanayi kuruluşu sayısı 25 civarında iken, bu sayı 2008 yılında 124 firmaya çıkmıştır.

ESO ÜYESİ  İHRACATÇI FİRMALARIN SEKTÖREL DAĞILIMI

ESO üyesi firmaların sektörel bazdaki ihracatçı firma sayısı ise yukarıdaki tabloda verilmiştir. Buna göre Makine imalat sanayiinde ihracat yapan firma sayısı önemli bir artış trendi göstermektedir. 2004 yılında 27 firma bu sektörde ihracat yaparken, 2008 yılı sonunda firma sayısı 35’e çıkmıştır.

ESO üyesi firmalar, ihracatlarının ortalama olarak %70’i başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkeler olan OECD ülkelerine gerçekleştirmektedirler. Bu düzeyde bir ihracat potansiyeli de Eskişehir’deki sanayiinin kaliteli ve dünya standartlarında üretim yapmakta olduğunun açık bir göstergesidir. Ülke gruplarına göre üyelerimizin ihracatının dağılımı ise yukarıdaki tabloda verilmiş olup, Oda üyesi firmalar 100’e yakın ülkeye ihracat yapmaktadırlar.

Eskişehir’de üretimi gerçekleştirilen bazı ürünler, Türkiye çapında önemli pazar payına sahip mamuller olup, Eskişehir ekonomisinde ve sanayiinde büyük yer tutmaktadırlar. Bu ürünler ve ülkemiz pazarındaki payları yandaki tabloda gösterilmiştir. 
 

Buna göre Uçak Motoru imalatı, dizel lokomotif ile boraks üretiminde Eskişehir tüm Türkiye pazarının %100’ünü elinde bulundurmakta olup, ayrıca dünyadaki bor yataklarının %60’ı da Eskişehir’de bulunmaktadır. 
 

Eskişehir sanayii içinde Beyaz Eşya Ana ve Yan sanayii de önemli bir paya ve ağırlığa sahip bulunmaktadır. Tablodan da görüleceği üzere Türkiye’deki Buzdolabı üretiminin %60’ı ve Soğutucu kompresörleri üretiminin %95’i Eskişehir’deki tesislerde gerçekleştirilmektedir.  

Eskişehir’de Fabrikalaşma Tarihi

Tarih
Yaşanan Gelişmeler
1894
Berlin-Bağdat Demiryolu yapımı  sırasında kurulan Cer Atölyeleri, Eskişehir’de sanayileşmenin ilk temel taşı olmuştur.
1926
Tayyare Bakım Atölyesi (Bugünkü 1. Hava İkmal Bakım Merkezi) kuruldu.
1927
Türkiye’de ilk kez Kılıçoğlu Kiremit Fabrikasında “Marsilya” türü kiremit üretildi.
1928
Cer Atölyeleri devleştirildi. Bugün bu tesisler, TÜLOMSAŞ firması olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
1930-1940
Kiremit ve un fabrikalarının sayısı  giderek artmaya başladı.
1933
Eskişehir Şeker Fabrikası kuruldu.
1938
Şeker Fabrikası bünyesinde İspirto Fabrikası kuruldu.
1950-1955
Göçmenlerin gelişiyle birlikte metal sanayii (soba ve kuzine imalatı) hızla gelişmeye başladı.
1953
Eskişehir Çimento Fabrikası  kuruldu.
1956
Eskişehir Basma Fabrikası kuruldu.
1961
İlk Türk otomobili olan “Devrim”  üretildi.
1961
Eti Bisküvi Fabrikası açıldı.
1963
Sümerbank, Eskişehir Basma fabrikasını  bünyesine kattı.
1968
Eskişehir Sanayi Odası Kuruldu.
1970-1980
ESO öncülüğünde ilde imalat sanayi hızla gelişmeye başladı.
1973
Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi yatırımcıların hizmetine sunuldu.
1975
Arçelik Buzdolabı Fabrikası  kuruldu.
1980-1990
İlde Beyaz Eşya Yan Sanayii, Toprak Sanayii, Seramik Sanayii, Gıda Sanayii, Makine ve Metal Sanayii ile Hazır Giyim Sanayii hızlı bir gelişme dönemi içine girdi, OSB’de çok sayıda yeni tesis kuruldu.
1982
İnönü İlçesinde, Koç Holding tarafından Ford Motor ortaklığıyla “Kamyon ve Aktarma Organları” fabrikası kuruldu.
1985
TUSAŞ Uçak Motor Fabrikası  kuruldu.
1990
Anadolu Teknoloji Araştırma Parkı  A.Ş. (ATAP) kuruldu. Firma ESO öncülüğünde üniversite-sanayi işbirliğini geliştirmek için çalışmalara başladı.
1990-1997
Eskişehir OSB yeni alanların ilavesiyle 32 milyon m2’lik büyüklüğe ulaştı ve Türkiye’nin en büyük OSB’si haline geldi. Türkiye’deki büyük sanayii kuruluşları, Eskişehir’de yeni yatırımlar yaptılar.
1997
Bilim Parkının temeli atıldı. Park OSB alanı içinde 2 milyon m2’lik bir alanda faaliyet göstermesi planlandı.
1998
ESO öncülüğünde “Doğalgaz Elektrik Santralı” kurularak, hizmete açıldı.
1998
Alp Havacılık, ABD Sikorsky firmasıyla ortaklık kurarak, OSB’deki tesislerinde helikopter parçaları  imalatına başladı.
1999
Paşabahçe Eskişehir Cam fabrikası  hizmete açıldı.
2000
Eskişehir’in ilk ve internet servis sağlayıcı kuruluşu olan eso-es.net ESO öncülüğünde OSB’de kuruldu. Firma OSB’deki ve ildeki internet kullanıcılarına bireysel ve kurumsal bazda hizmet vermeye başladı.
2001
Elektrik santralının ikinci ünitesi devreye girdi. Toplam kurulu güç 60 MW’a ulaştı.
2003
Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi yasal izni alındı. ATAP A.Ş., bölge yöneticisi ve işleticisi oldu.
2003
OSB içinde Lojistik Merkez ile İş ve Ticaret Merkezleri hizmete açıldı.
2006
KOBİ-OSB projesi kapsamında yeni oluşturulan alanda 92 firmaya arsa tahsisi gerçekleştirildi.
2007
OSB Atıksu Arıtma Tesislerinin temeli atıldı.
2008
OSB Demiryolu Hattının yapımı  için TCDD ile Ön Protokol imzalandı.
2008
OSB Atıksu Arıtma Tesisleri tamamlanarak kullanıma açıldı. OSB’nin tüm atıksuları arıtılarak, çevrenin korunması ve geri kazanım konusunda büyük bir adım atıldı.
2008
AB fonlarından sağlanan destek, TOBB’un katkısı ile ESO, ETO ve ETB işbirliğiyle “Eskişehir Avrupa Birliği İş Geliştirme Merkezi A.Ş.” (ES ABİGEM) kurularak, açılışı yapıldı.
2008
Eskişehir’de Havacılık Sanayii Kümelenmesinin sağlanması konusunda çalışmalar yapılarak “Eskişehir Havacılık ve Savunma Sanayii Endüstri Bölgesinin” kurulmasına yönelik faaliyetlere hız verildi.
2008
DTM tarafından başlatılan Eskişehir-Kütahya-Bilecik illerini kapsayan “Seramik Sanayii Kümelenmesi” konusunda ESO Koordinatör kurum olarak çalışmalara başladı.
2008
ESİNKAP-Eskişehir İli İnovasyon Stratejileri İçin Kapasite Oluşturma Projesi gerçekleştirilerek, il genelinde kurumlar ve firmalar düzeyinde inovasyon bilincinin geliştirilmesi konusunda çalışmalar yapıldı.
2009
AB fonlarından sağlanan destekle “ESO CNC Operatörü Yetiştirme Eğitim Merkezi” kurularak, açılışı gerçekleştirildi.

İzmir Turizmi

Bulunduğu coğrafyada çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapmış İzmir’in;  

  • Toprağı,
  • Deniz suyu,
  • Anıt ağaçlarının gölgesi günün ve gecenin her saatinde; tarih kokar, kültür kokar, hoşgörü kokar.


İzmir’de konuştuğunuz dil ne olursa olsun en üstte herkesin bildiği ve kullandığı sevginin ve hoşgörünün dili vardır.

İzmir’e kara, deniz ve hava ulaşımını kullanarak ulaşmak mümkündür. Özellikle son yıllarda cruise gemilerinin rotalarını çevirdikleri İzmir, gözde bir turizm kenti ve marka kent olmaya adaydır.

Nüfusu 4 milyona yaklaşan İzmir’in yüz yıllar önce insanlar tarafından keşfedildiği gerçeği ışığında; ülkemizde ilk turizm hareketinin de İzmir’de başladığını, mevcutların dışında İzmir’de keşfedilecek çok daha fazla turistik potansiyelin bulunduğunu belirtebiliriz.

İzmir; Büyük İskender’in de rüyasında görerek; kent merkezini Bayraklı’dan Kadifekale’ye taşımasını sağlayan bereketli topraklara günümüzde de sahiptir.

İzmir’de ilçeler; Aliağa, Balçova, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Beydağ, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kınık, Kiraz, Konak, Menderes, Menemen, Narlıdere, Ödemiş, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ve Urla olarak sıralanmaktadır.

300 gün güneşli olan İzmir’in yağmuru da bir başka güzel olup; yağmurun toprak kokusu ile birleştiği manzaraları izleme fırsatı olan insanlar İzmir’de yaşayan şanslı insanlardır.

Ülkemizde; cazibe kelimesi ile özdeşleşmiş tek kent İzmir’dir.

İzmir; 8500 yıllık tarihi, iklimi, keşfedilmiş ve keşfedilmeyi bekleyen turizm arzı ile ülkemiz turizm sektörü zincirinin en güçlü halkalarından bir tanesidir.

Batı tarihinden günümüze ulaşan en eski ve en tarihi kent olan Tepekule İzmir’de keşfedilmiştir. Agora’dan her gün yeni bir tarih çıkmaktadır.  

Tarihte bilinen en eski köprü; Meles Çayı üzerindeki köprüdür.

Fast fooda karşı slow food akımlarının yayıldığı günümüz dünyasında;

Zeytinyağı ve şevketi bostan, enginar, turpotu, deniz börülcesi, radika gibi İzmir’in binbir çeşit otları ile yapılan Ege yemekleri,

günümüz modern gastronomi kültürünün de kalbini oluşturmaktadır.

İzmir’de yaşayan şanslı insanlar, İzmir’de;

  • Kent turizmi,
  • Termal ve medikal turizmi kapsayan Sağlık turizmi,
  • İnanç turizmi,
  • Kültür turizmi,
  • Fuar ve Kongre turizmi,
  • Gençlik turizmi,
  • Engelli turizmi,
  • Agro turizm,
  • Doğa, Yayla ve Macera turizmi faaliyetlerinin yapılabileceğine inanır ve turizmin kentte gelişmesi için gerekli olan desteği verme yönünde her zaman istekli davranırlar.

İzmir;

  • Alışveriş,
  • Sağlık,
  • Üniversite dahil her türlü eğitim imkanı açısından büyükşehir olmanın avantajını yaşamaktadır.

Büyükşehir olmanın avantajını yaşayan İzmir; aynı zamanda; yanıbaşında bulunan Çeşme, Seferihisar, Urla (Klazomenai) , Foça vb. ilçeleri ile insanlarına en fazla 1 saatlik mesafede mavi denizlere açılma fırsatı sunmaktadır.  

İzmir; insanlarını yine en fazla 1 saatlik mesafeler ile doğanın kalbine; yaylalara,  kayak merkezlerine, manzaralara, sessizliğe ve yeşil denizlere de götürebilme kapasitesine sahip nadir kentlerdendir.

Öte yandan; günümüzde dahi arkasındaki tarihin ve din, dil, ırk gözetmeksizin yüzyıllardır bir arada yaşayan insanların yarattığı enerjinin verdiği güce sırtını dayayan İzmir; şanslı insanlarını istedikleri inanç merkezine; camilere, kiliselere, havralara, Birgi’ye, Meryemana’ya götürebilir.

Seferihisar CittaSlow,  adını 14. Yüzyılda bölgeye göç eden Alacaat Aşireti’nden alan Alaçatı sörf turizminin gözdesi olup İzmir’e 30- 45 dakikalık uzaklıklarda bulunan eşsiz mekanlar ve imkanlardır. 

İzmir; sakinlerine ve kendisini ziyarete gelen insanlara Kordon’da dolaşma ve oturma fırsatı verirken bir yandan da; Balçova’da bulunan Agememnon Kaplıcaları sayesinde 15 dakika içerisinde ziyaretçilerine termal şifalı suların içerisinde yüzme, fizik tedavi olma imkanı da sunmaktadır.

Biraz daha ileride Çeşme Ilıca’da ise; hem termal suya hem de denize aynı anda girmek isteyenler için; termal su ve deniz suyunun iç içe bulunduğu dünyada ender görülen, harika denizlerinden birisi bulunmaktadır.

İzmir’de; müzikle tedavinin başkenti olmuş Bergama Akslepion’a gitmek de zor değildir.

Nitekim; Bergama’da Hipokrat’ın atası olarak bilinen tıp doktoru Akslepios’un şifalı ellerini üzerinizde hissedebilirsiniz.

Bugün sağlıklı kalmanın ön koşullarından birisi olarak önümüze sunulan Hijyen kelimesi İzmir’de doğmuştur. Hijyen kelimesi; Akslepios’un kızı “Hygeia”dan gelmektedir.

Tıbbın sembolü yılan figürünün doğduğu yer Bergama topraklarıdır. Parşömen kağıdı ilk kez Bergama’da keşfedilmiştir.

İzmir merkez ve ilçelerindeki turizm potansiyeli saymakla bitmeyecek kadar zengindir. 

Dünyanın 7 harikasından birisi olan Artemis Tapınağı Efes’tedir.

Selçuk’taki Şirince Köyü şarap tatmak isteyenlerin rotasına girmiş bulunmaktadır.  Selçuk’taki Efes Antik Kentinin yanında, Meryemana Evi ve Kilisesi ile St. John Bazilkası, Yedi Uyuyanlar Kilisesi, İsa Bey Cami, Metropolis ise diğer tarihi ve turistik değerlerimizdendir.

Urla Bademler Köyü ise; nefis bitkilerin yetiştiği ve doğal ortamlarında aynı zamanda satışa sunulduğu nadir köylerdendir.

Öte yandan; Ödemiş’e bağlı, Bozdağ ve Gölcük İzmir semalarındaki cennetlerdir.

Birgi; çivi çakılmamış tarihi evlerini günümüze kadar taşımış,  her geçen gün ününü daha da arttıran Aydınoğulları Beyliği’ne başkentlik yapmış asaletini koruyan ve kendisini ziyaret edenleri kucaklayan anıt bir beldedir.

İzmir merkezinde de eşsiz güzellikte ve tarihi değerde turizm potansiyelimiz mevcuttur.

Homeros ünlü eseri İlyada’yı İzmir’de yazmıştır.

Dünyanın en büyük açık hava çarşısı olan Kemeraltı Çarşısı İzmir’dedir.

Kestanepazarı, Hisarönü, Kuyumcular Çarşısı, Havra Sokağı Kemeraltı çarşısı içerisindeki çok sayıdaki çarşılardan bir kaçıdır.

Konak Meydanı, Asansör, Alsancak, Karşıyaka, Kadifekale, Saat Kuleleri, Kültürpark, Uşakizade Köşkü, Elhamra Sahnesi de İzmir’de gezilecek diğer mekanlar arasındadır.

Türkiye’nin en eski fuar alanı olan Kültürpark İzmir’in kimliğinin oluşmasındaki önemli bir kilometre taşıdır.

İzmir’de geleneksel fuar alanı İzmir Fuar alanına taşınmış bulunmaktadır.  

“Fuar İzmir” adlandırılan yeni alan; İzmir havaalanına 8 km. uzaklıktadır.

“Fuar İzmir” İzmir için; 330.000 m2 alanı, 119.000 m2 açık ve kapalı sergi alanı, 12.000 m2 fuar sokağı, 500-1.500-2.200 kişi kongre kapasitesi, 16.000 m2 kafe ve restoranları olan yeni bir fuar alanı anlamına gelmektedir.

Türkiye’nin ilk hayvanat bahçesi 1937 yılında İzmir Kültürpark’ ta kurulmuş, burası daha sonra; Çiğli Sasalı’daki 425 dönümlük Doğal Yaşam Parkı’na taşınmıştır.

Öte yandan; İzmir Kuş Cenneti Çiğli Çamaltı Tuzlası’nda 8 bin hektarlık bir alan yayılmış durumdadır.

Balçova’da bulunan Teleferik bölgesi ise; eşsiz manzaralı piknik alanlarına sahiptir.

Çince Tercüman Talep Et

Telefonla (Whatsapp)
  0 530 597 80 87
Tercüman Talep Formu yada
cincetercuman.net@gmail.com
üzerinden çince tercüman
ekibimizden talep edebilirsiniz.

cincetercumanlik

cincetercumanlik